Bitlis'ten Amerika'ya göçmüş Ermeni bir ailenin Amerika'da doğan ilk çocuğu. 3 yaşında yetim kaldı,yetimhaneye verildi. 15 yaşında okulu terk etti. Yazar olmak istedi, oldu da. İlk öykü kitabı "The Daring Young Man on the Flying Trapeze and Other Stories" Amerika'da o yılın en çok satan öykü kitabı oldu.
Yazmaktan ve gezmekten başka bir iş yapmadı. 1939'da "The Time of Your Life" oyunuyla Pulitzer'e layık görüldü ama reddetti.
Onun eserlerinde süslü tabirler, söz oyunları aramak boşuna. Konuşur gibi,içten, yalın, coşku dolu bu tarz kendi adıyla "Saroyanesque" olarak anıldı. Saroyan, öykülerinde tek bir şeyi anlattı: İnsanı. 1981'de öldüğünde adı Amerikan Edebiyat tarihine çoktan yazılmıştı.
"Kürtçe, dedi anneannem, kalbin dilidir. türkçe, müziktir. bir şarap deresi gibi akar, yumuşak, tatlı, parlak. bizim dilimiz, diye bağırdı acının dilidir. ölümü tattık hep ; dilimizde nefretin, acının yükü var."
Saroyan Türkiye'ye geldi. Bitlis'i atalarının topraklarını gezdi. Evlendi, boşandı, sonra aynı kadınla tekrar evlendi, sonra yine boşandı. Nerelisin diye soranlara "Sivas'lıyım" dedi. UNESCO, 2008'i Saroyan yılı ilan etti.
Bugün Ermenistan'daki heykelinin altında şu mucize dolu sözü yazar: Dünya'yı Kurtaracak Olan İnsanın içindeki İyilik!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder