...
Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
...

Türk Şiiri'nde Garip Akımı'nın kurucularından. Şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. Mecaz, teşbih gibi edebi sanatları gereksiz buldu. Bu yaklaşımı nedeniyle yadırgandı, eleştirildi, küçümsendi. Zamanla şiirleri ilgi ve hayranlık uyandırdı. Yaşadığı yıllarda bu tarz şiirler yazmaya cesaret edebilmek mucizeden farksızdı.Sait Faik onun için şöyle dedi: "Üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair". Oktay Rıfat'a göre çabası kısa zamanda çok iyi sonuçlar verdi: "Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi.Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı."
Aşk Resmi Geçidi isimli şiiri tamamlanmamıştır. Müsveddesi ölümünden sonra bir diş fırçasına sarılı bir kağıtta bulunmuştur. 36 yaşında öldü. Öldüğü zaman cebinde 28 kuruş vardı.
...
Gelelim sonuncuya.
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
İnsanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.
...
Derler ki henüz ölmedi, RumeliHisarı'nda ağaçların altında hala oturup mavi denizi izler, şu mısraları mırıldanıp durur:
...
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder